Meme kanserini önemsememek zordur. Amerikalı kadınlar arasında en sık görülen kanser tipidir ve genellikle herkes bu kanserden tedavi görmüş olan en az bir kişi tanımaktadır.

 

Bilindiği gibi, kadınların çoğu meme kanseri olacağını düşünür ve bu düşünce onları memede meydana gelecek değişiklikleri izlemek için harekete geçirir. Memede pek çok değişiklik meydana gelebilir. Fakat bu değişikliklerin çoğu kötü huylu değildir.

 

Bu kitapçıkta meme kanserinin erken tanısında kullanılan tarama yöntemleri, kadınlarda görülebilen meme değişiklikleri ve iyi huylu değişiklikleri kanserden ayırt etmek için hekimlerin kullandığı tanı yöntemleri açıklanmıştır.  Buna ek olarak kadınlarda kanser riskini artıran etkenler ve meme kanserinin önlenmesine ilişkin güncel yaklaşımlar hakkında bilgi verilmiştir. Cümle içinde koyu harflerle yazılmış olan kelimeler Sözlükte açıklanmıştır.

 

Umarız bu kitapçıktaki bilgileri yararlı bulursunuz.

 

Meme Kanseri
Meme Kanserinde Erken Tanı
Memedeki Kitleler ve Diğer Değişiklikler
Meme Kanseri Önleme Çalışmaları
Hekime Sormanız Gereken Sorular
Sözlük  

 

 

 

 

MEME KANSERİ

 

Meme kanseri pek çok kadında meydana gelmesine rağmen şu ana kadar kesin nedeni bilinmemektedir. Kanseri erken dönemde belirlemenin en iyi yolu risk faktörlerini belirleyebilmektedir. Bunlar geç hamilelik, hormon replasman tedavisi veya doğum kontrol hapı kullanımı, yağdan zengin diyet ile beslenme ya da fazla miktarda alkol kullanımıdır.

 

Erken tanı yöntemlerinin kullanımı ile meme kanseri, kitle henüz sadece memede ve küçük iken belirlenebilir. Genellikle, yeni tanı konmuş meme kanserlerinin üçte ikisinde kanserin meme çevresine yayıldığını gösteren bulgular yoktur.

 

Erken ve uygun tedavi ile meme kanseri olan kadınlarda sonuç iyidir. Üstelik, erken dönem meme kanseri tanısı konmuş meme kanserli kadınların çoğu meme kurtarıcı tedaviye adaydır.

 

MEME KANSERİNDE ERKEN TANI

Meme kanseri tedavisinde anahtar erken tanıdır ve erken tanının anahtarı ise taramadır: Hastalık belirtisi olmayan kadınlarda kanser varlığının değerlendirilmesinde en iyi erken tanı yöntemleri tarama amacıyla yapılan mammografi (meme grafisi) ile birlikte hekim tarafından yapılan klinik meme muayenesidir .

 

Mammografi

Mammografi memenin filminin çekilmesi işlemidir. Elle hissedilemeyecek kadar küçük olan  kanserler (nonpalpable kanserler) dışında, mammografi ile saptanan kanserler genellikle elle hissedilen kanserlerden küçüktür ve vücudun başka bir bölümüne yayılmış olmaları da mümkün değildir.

 

Hissedilebilen kitleler hariç bazı meme değişiklikleri mammografi ile görülmeyebilir. Özellikle meme dokusu yoğun ve bezlerden zengin olan genç kadınlarda değişiklikleri belirlemek zordur. Bu nedenle kadınlar her yıl hekime meme muayenesi yaptırmalıdır.

 

 

~Kitleler hiçbir zaman ihmal edilmemelidir, çünkü onlar mammografi ile saptanmayabilir~

 

 

Mammografi Türleri

Eğer bir kadın kitle, ağrı, meme ucunda koyulaşma,  akıntı, memelerin büyüklüğünde veya şeklindeki değişiklikler gibi normalde olmayan meme değişikliklerinden dolayı ya da şüpheli bir tarama mammografisinden dolayı hekimi ziyaret ederse, hekim genellikle tanı amaçlı mammografi (semptomları değerlendirmek için kullanılan meme filmi) isteyebilir.

 

Bu kitapçıkta, meme kanserine ilişkin bulguları olmayan kadınlarda meme değişikliklerini değerlendirmek için kullanılan tarama amaçlı mammografi açıklanmaktadır. (Kadında meme hastalığının belirtileri olmasa bile, meme kanseri tanısı tarama amaçlı mammografi ile konabilir)

 

Tarama Amaçlı  Mammografinin Yararları?

Bugün kitle elle hissedilemeyecek kadar küçük olduğunda meme kanserinin erken tanısında kullanılan en iyi tanı aracı iyi çekilmiş bir mammografidir. Düzenli çekilen mammografi kadınların meme kanserinden ölüm riskini azaltabilir. Bazı kadınlarda, erken tanı ile tüm memenin alınması veya kemoterapi uygulaması önlenebilir.

 

Tarama Amaçlı Mammografi Kimlere Yapılır?

Son 30 yıl içinde yapılan çalışma sonuçlarına göre düzenli mammografinin 50 yaş ve üstünde olan kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm oranını önemli düzeyde azalttığı saptanmıştır. Son dönemde yapılan çalışma sonuçlarına göre ise, düzenli mammografinin 40 yaşında olan kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm oranını azalttığı saptanmıştır.

 

Araştırma sonuçlarına göre bugün  Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsünün önerileri şunlardır:

bullet

40 yaş ve üstündeki tüm kadınlar her 1-2 yılda bir tarama amaçlı mammografi yaptırmalıdır.

bullet

Meme kanseri açısından yüksek riskli kadınlar hekime ne zaman ve hangi   sıklıkta tarama amaçlı mammografi yaptırmaları gerektiğini sormalıdır.

 

Meme Kanserinde Yaşlara Göre Ortalama Risk Oranı Nedir?

Kadın olmak ve yaşlanmak meme kanseri için bir risk faktörüdür. Yaşınız arttıkça da  meme kanseri olma  riskiniz artmaya devam etmektedir.

 

Yaşa Göre Kadınların Meme Kanseri Olma Riski

30 yaşına kadar                                                 2525 kadından 1’i

40 yaşına kadar                                                   217 kadından 1’i

50 yaşına kadar                                                     50 kadından 1’i

60 yaşına kadar                                                     24 kadından 1’i

70 yaşına kadar                                                     14 kadından 1’i

80 yaşına kadar                                                     10 kadından 1’i

 

 

Meme Kanseri Açısından Kimler Yüksek Risk  Altındadır?

Aşağıdaki etkenlerden birinin ya da  birkaçının varlığı, kadınlarda bilinen meme kanseri riskini daha da artırır:

bullet

Önceden var olan meme kanseri hikayesi,

bullet

Meme kanserine eğilimi artıran bazı genetik değişikliklerin varlığı (BRCA1/BRCA2 gen değişiklikleri),

bullet

Anne, kardeş veya kuzen gibi 2 ya da daha fazla akrabada meme kanseri hikayesinin varlığı,

bullet

Kadınlarda meme kanserine eğilimi artıran meme değişikliklerinin varlığı (örn. atipik hiperplazi) ya da iyi huylu meme değişikliklerini gösteren iki veya daha fazla meme biyopsisinin varlığı,

bullet

Meme kanseri riskini artıran diğer bir etken de meme yoğunluğudur. Mammografide doku yoğunluğu en az %75 olan 45 yaş veya üstü kadınlarda risk artmıştır. İlk doğum yapma yaşı 30 veya üstü olan kadınlarda da meme kanseri riski hafif artmıştır.

bullet

Buna ek olarak, 30 yaşında veya öncesinde Hodgkin Hastalığı vb. durumlar için göğüse radyoterapi alan kadınlarda da yaşamları boyunca meme kanseri gelişme riski önemli derecede artmıştır.

 

Kanser riskini artıran bu etkenler (risk faktörleri) kendi başlarına kansere neden olmamaktadır. Bunlardan birine veya birkaçına sahip olmanız meme kanseri olacağınız anlamına gelmez. Ailesinde (hem annesinde hem de iki kız kardeşinde) erken meme kanseri hikayesi olan kadınların dörtte üçünde meme kanseri gelişmemektedir.

 

 

~ Bu nedenle herhangi bir risk faktörüne sahip olmamak size “güvende” olduğunuzu düşündürmemelidir. Meme kanseri olan kadınların çoğunun ailesinde güçlü bir meme kanseri hikayesi yoktur veya o kadınları yüksek riskli grupların herhangi birinin içine almak mümkün değildir  ~   

 

 

Tarama Amaçlı Mammografinin Yetersizlikleri?

Mammografi yaşamın korunmasında garanti değildir. Tanı konmadan önce vücudun diğer bölümlerine yayılmış olan, hızlı seyir gösteren meme kanserine sahip kadınlarda mammografi ile erken tanın konması yaşamın korunması için yeterli değildir. Bunun yanısıra yavaş gelişen meme kanserine sahip kadınlarda mammografi ile erken tanının konması  kadınların yarsında kanserden ölümü önleyebilir, çünkü tümör tedavi edilebilir bir tümördür.

 

Yanlış Negatif Mammografi

Genç kadınların memelerinde memenin yoğunluğunu artıran pek çok bez ve bağlar vardır. Mammografide meme dokusu yoğun göründüğünden tümörü belirlemek zordur ya da memedeki normal ve anormal dokuları birbirinden ayırmak zordur. Kadınlar yaşlandıkça, bu dokuların yerini, yoğunluğu daha az olan yağ dokusu almaktadır. Buna bağlı olarak meme dokusundaki anormal değişiklikleri saptamak daha kolay olmaktadır. 40 yaşındaki kadınların  yaklaşık %25’inde, 50 yaşındaki kadınların da yaklaşık %10’unda meme tümörlerinin varlığı mamografi ile saptanamayabilir. Bu yanlış negatiflik olarak adlandırılmaktadır, yani kanser bulguları olan kadınlarda meme kanseri tanısını konulamamaktadır. Bazen mammografi ile saptanamayan meme kitlesi hekim tarafından yapılan klinik meme muayenesi ile belirlenebilir.

 

Yanlış Pozitif Mammografi

Mammografi sonuçlarının yaklaşık %5-10’u anormaldir ve daha ileri tetkiklerin (mammografi, iğne aspirasyonuultrasonografi veya biopsi) yapılmasını gerektirir ve sonuçta yapılan testlerin çoğu mammografi ile saptanan kitlenin kanser olmadığını belirleyebilir. Önümüzdeki 10 yıl içinde, yıllık mammografi yaptıran 40-49 yaşları arasında olan kadınların yaklaşık %30’unda mammografinin yanlış pozitif sonuç vereceği ve bu 10 yıllık periyot içinde kadınların yaklaşık %7-8’inin meme biyopsisi yaptıracağı tahmin edilmektedir. 50 yaş ve daha yaşlı olan kadınlarda ise bu rakam yaklaşık %25’tir.

 

Duktal Karsinom İn Situ (DCIS)

Tarama amaçlı mammografinin kullanımının artması ile duktal karsinoma in situ olarak adlandırılan, memenin süt kanallarında yer alan küçük anormal dokuların tanısı da artmıştır. Saptansa bile, hekimler duktal karsinoma in situ vakalarının hangisinin yaşamı tehdit edici olduğunu belirleyememektedir. Genellikle, oluşum cerrahi olarak alınmakta ve takibinde radyoterapi uygulanmaktadır.

 

Mammografi Nasıl Çekilir?

Mammografi basit bir işlemdir. Mammografide memenin resmini çekmek için geliştirilmiş makine kullanılmakta. Tarama amacıyla yapılan standart bir çekimde her iki memenin hem üstten hem de yandan iki yönlü resmi çekilir. Radyoloji teknisyeni memeyi iki plastik plaka arasına koyarak sıkıştırır. Daha az radyasyon kullanıp daha iyi görüntü elde  etmek için meme mümkün olduğu kadar yassılaştırılır ve takibinde memenin filmi çekilir. Aynı işlem diğer meme için de tekrarlanır.

 

Plakaların basıncı rahatsız edici olabilir veya hatta bazen ağrıya neden olabilir. Ne olursa olsun unutmayın her bir memenin filmi bir dakikadan az sürmekte ve sizin hayatınızı kurtarabilmektedir. Mammografinin memelerin hassas olmadığı dönemde çekilmesi daha az rahatsızlığa neden olabilir.

 

Bazı kadınlar radyasyona maruz kalacaklarını düşünse de herhangi bir maruziyet riski oldukça azdır. Mammografide kullanılan radyasyon dozu oldukça düşüktür ve güvenilir olduğu düşünülmektedir. Mammografide kullanılan radyasyon dozunun miktarı birkaç etkene bağlıdır. Örneğin, memeleri büyük ya da yoğun olan kadınlarda daha iyi görüntü elde etmek için daha yüksek doz kullanılabilir. Mammografide her bir memenin çekimi için kullanılan radyasyon dozu 0.3 rad’ı geçmemelidir. (Rad emilen radyasyon dozudur”). Bu doz mammografi sırasında düşük akımlar şeklinde verilir.

        

Mammografinin  Değerlendirilmesi

Mammografi ilk önce radyoloji teknisyeni tarafından kontrol edilir ve takibinde radyoloji uzmanı tarafından değerlendirilir. Radyoloji uzmanı mammografiyi gölgelenmeler, kitleler,  çarpıklıklar,  dokudaki   yoğunluklar  ve  iki    meme arasındaki farklar açısından değerlendirir. Kitlelerin şekli de önemlidir. Düzgün ve yuvarlak görünen kist gibi iyi huylu oluşumlarda sınırlar açıkça belli olabilir. Buna karşılık meme kanserinde sınırlar genellikle düzensizdir ve parmaksı uzantılar vardır.

 

Radyoloji uzmanı mammografiyi gölgelenmeler, kitleler, çarpıklıklar, dokudaki yoğunluklar, ve iki meme arasındaki farklar açısından değerlendirir

 

Pek çok mammografide saydam olmayan beyaz lekeler görülebilir. Bunlar kalsifikasyon (kireçlenme) olarak adlandırılan kalsiyum birikintileridir.

 

Makrokalsifikasyonlar genellikle iyi huylu meme değişiklikleri ile ilişkilidir Bir bölgede pek çok mikrokalsifikasyon demetinin birikimi meme kanserinin erken belirtisi olabilir.

 

Makrokalsifikasyonlar kaba kalsiyum birikintileridir. Genellikle her iki memede de görülür. Yaşlanmaya veya iltihaba bağlı olarak gelişir ve kanserin belirtisi değildir.

 

Mikrokalsifikasyonlar hızlı bölünme özelliği olan hücrelerin bölgesinde bulunan küçük kalsiyum birikintileridir. Pek çok mikrokalsifikasyon demetinin bir bölgede birikmesi duktal karsinoma in situ’nun belirtisi olabilir.  Mammografi ile belirlenen kanserlerin yaklaşık yarısı mikrokalsifikasyon demeti olarak saptanabilir.

 

Sonuçların Raporlandırılması

Radyoloji uzmanı mammografi sonuçlarını size veya hekiminize bildirir. Eğer başka tanı testlerinin yapılması gerekirse hekim size bunu bildirir. Raporunuzu almadıysanız telefon edip sonucunuzu istemelisiniz.

 

~Sonucunuzu almadan mammografinizin normal olduğunu düşünmemelisiniz ~

 

Mammografi sağlık hikayenizin bir parçasıdır. Yeni çekilen mammografinin önceden çekilen mammografi ile kıyaslanabilmesi bazı şüpheli bölgelerin değerlendirilmesinde  yararlı olabilir. Başka bir şehre taşınacak olursanız önceden çekilen tüm mammografileri hekiminizden isteyip yanınızda götürmeli ve oradaki hekime teslim etmelisiniz, böylece onlar da dosyanızda korunmuş olur.

 

Meme İmplantı Olan Hastada Mammografi

Meme implantları olan kadınlar mammografi yaptır-maya devam etmeli ve meme implantının varlığını teknisyene bildirmelidirler. Röntgen ışınları silikon implantlardan geçemediğinden dokunun net bir şekilde görüntülenmesini engelleyebilir. Bu nedenle anomalileri belirlemek için çekim sırasında implantı göğüs duvarına doğru kaydıracak özel teknikler kullanılmalı. İmplantın etrafında iz oluşması ya da meme dokusunun etrafına silikonun sızması mammografiyi yorumlamayı zorlaştırabilir.

 

Mammografi Olanaklarından Yararlanmak 

İyi bir mammografi hastanelerde/meme kliniklerinde bulunan radyoloji bölümlerinde ve özel radyoloji laboratuarlarında çekilebilir. Hekiminizin bu konuda farklı önerileri olabilir.

bullet

Başvuracağınız tüm klinikler bu konuda yetkili olmalıdır. Bu işlemi gerçekleştiren kişilerin de bu konuda özel eğitim almış olması gerekir.

bullet

Mammografide kaliteyi sağlamak için, mammografi çeken tüm kurumların bu konuda yetki belgesine sahip olması gerekir.

bullet

Bu kurumlarda çalışan personel, kullanılan araçlar ve uygulamalar standartlara uygun olmalıdır.

bullet

Kullanılan araçlar ile en düşük düzeyde radyasyon kullanarak kaliteli mammografi çekilmelidir. Buna ek olarak belli dönemlerde cihazların ayarı yapılmalıdır.

bullet

Kurumda çalışan personel bu konuda eğitim almalı ve buna ilişkin sertifikaya sahip olmalıdır.

bullet

Kaliteyle birlikte düşünülmesi gereken diğer bir konu da maliyettir. Bazı sağlık kuruluşlarında ücret alınmadan veya çok düşük ücret alınarak mammografi çekilmektedir. Düşük fiyat düşük kaliteyi düşündürmemelidir

 

Düzenli Mammografi Kontrollerinin Planlanması

Meme kanserinin erken tanısı tedavinin başarısı için önemlidir ve düzenli mammografi taraması erken tanıda en önemli araçtır. Amerikan Ulusal Sağlık İstatistik Merkezi 1993 yılında yaptığı bir incelemede son iki yıl içinde 40-49 yaşları arasında olan kadınların %60’ının, 50 – 64 yaşları arasında olan kadınların %65’inin ve 65 yaş ve üstü olan kadınların sadece  %54’ünün  mammografi  yaptırdığını  belirlemiştir.  Bu sonuç bize hala pek çok kadının düzenli mammografi yaptırmadığını açıkça göstermektedir. Bu hekimin hastayı düzenli mammografiye yönlendirmesine bağlıdır. Pek çok hekim hastalarına mammografi yaptırmayı önerse de, bazı hekimler bunu unutmakta ya da başka bir hekimin bunu önereceğini düşünmektedir.

 

 

MEME KANSERININ TANISINDA KULLANILAN DIĞER TANI YÖNTEMLERI

 

Klinik Meme Muayenesi

Kadınlar düzenli mammografi taramalarının yanısıra belli aralarla hekime meme muayenesi yaptırmalıdır. Meme muayenelerinin rutin fiziksel muayeneler sırasında yapılması yeterli olabilir.

 

Hekim memelerinizi oturur ve yatar pozisyonda iken değerlendirecektir. Hekim sizden ellerinizi başınızın üstüne kaldırmanızı, aşağı gövdenin iki yanına indirmenizi, ya da belinize koyup bastırmanızı isteyebilir. Muayene sırasında hekim çekilme, pullanma  veya  koyulaşma  gibi  meme  dokusunda meydana gelebilecek değişikliklerin; meme ucundan gelen herhangi bir akıntının;  ya da iki meme arasında büyüklük ve şekil açısından fark olup olmadığını değerlendirir.   Diğer   bir  adım  memenin   elle  muayenedir (palpasyon); sağlık uzmanı parmak uçlarını kullanarak sistematik olarak ilk önce bir taraftaki sonra da diğer taraftaki memeyi, koltuk altını ve boynu kontrol eder.

 

Kitle iyi bir uzman tarafından tespit edildiğinde genellikle bezelye tanesi büyüklüğündedir. Yumuşak, yuvarlak ve düzgün olan kitleler  kötü huylu değildir. Meme dokusuna sıkıca bağlanmış düzensiz, sert kitleler genellikle kötü huylu olabilir. Ancak bu ifadelerin genel olduğu, mutlaka doğru olmayacağı da unutulmamalıdır.

 

 

~Yoğun bir kitlenin kanser olup olmadığını belirlemenin en iyi yolu bir parça doku alınarak onun mikroskop altında incelenmesidir~

 

 

Mammografi ile belirlenememiş bazı kitleler, çok küçük olsalar bile doktor tarafından yapılan meme muayenesi ile saptanabilir. Fiziksel muayenenin başarısı hekimin yeteneğe ve değerlendirme esnasında gösterilen özene ek olarak kitlenin büyüklüğüne, yerleşimine, adetine ve  memelerin büyüklüğüne bağlıdır. Büyük memelerde kitleleri tespit etmek zordur.

 

Bugün, meme kanserinin erken tanısında mammografi ve hekim tarafından yapılan meme muayenesi  en iyi ve yaygın kullanılan yöntemlerdir. Memelerinde şüpheli değişiklikler olan kadınlarda ultrasonografi gibi başka yöntemler de tanıyı kesinleştirmede destek olabilir. Bununla birlikte belirtisi olmayan kadınlarda taramada mammografiden daha iyi bir yöntem henüz bulunamamıştır.

 

Ultrasonografi

Ultrasonografi yüksek yoğunlukta ses dalgalarının memeye gönderilmesi ile gerçekleştirilir. Bu ses dalgalarının yankısı memenin iç görüntüsüne (sonogram) dönüşür. Ağrıya ve hasara neden olmayan ultrasonografi, solid (sert) ve kistik (içi su dolu olan) tümörleri birbirinden ayırt etmemek için kullanılır. Özellikle memeleri yoğun olan genç kadınlarda mammografi ile saptanması zor olan bazı kitlelerin değerlendirilmesinde ultrasonografi kullanılır. Mammografiden farklı olarak, ultrasonografi bazen kanseri gösteren mikrokalsifikasyonları belirleyemeyebilir.

 

Bilgisayarlı Tomografi

Bilgisayarlı tomografide veya bilgisayarlı tomografi taramasında seri filmlerin çekilmesiyle organlardan ve vücudun belli bölümlerinden elde edilen bilgiyi organize etmek için bir bilgisayar kullanılır. Görüntü, hasta etrafında radyoaktif    ışınların  döndürülmesi   elde   edilir.   Radyoaktif ışınlar vücuttan geçip elde edilen bilgi bilgisayara nakledilir. Örneğin göğüs duvarına çok yakın olan ve sadece mammografinin bir boyutunda görünen kitlelerin mammografi ya da ultrasonografi ile belirlenmesi zor iken, parçaları çok sayıda dilime ayıran bilgisayarlı tomografi ile belirlenmesi kolaydır.

 

Araştırma Aşamasında Olan Yeni Yöntemler

Memenin görüntülenmesinde kullanılacak birkaç yeni teknik araştırma aşamasındadır. Anormal dokuların belirlenmesinde kullanılacak yeni teknikler manyetik resonans görüntüleme (MRI) ve pozitron emisyon tomografi (PET taraması)’dir. MRI’da radyo frekansları ile hastayı çevreleyen büyük bir mıknatıs ve  görüntüyü elde etmek için bir bilgisayar kullanılmaktadır. PET’te görüntüyü oluşturmak için ise radyoaktif akımlardan elde edilen uyarılar kullanılır.  Lazer ışını taramasında güçlü bir lazer ışını memeden parlayarak geçerken görüntü özel bir kamera ile kaydedilir.

 

Araştırmacılar mammografinin belirleme gücünü ve tanılama doğruluğunu iyileştirmek için de çok fazla çaba harcamaktadır. Memedeki anomalileri tanılamada daha iyi bir yöntem olan dijital mammografi bilgisayara radyolojik görüntüleri kayıt etmede iyi bir tekniktir. Bilgisayar destekli tanılamada veya (BDT)’de mammografik görüntüleri taramak için özel bilgisayar programları kullanılarak şüpheli görünen bölgeler radyoloji uzmanına bilgisayar tarafından bildirilir.

 

Son dönemlerde biyolojik testler kullanılarak kanda, idrarda veya meme ucu aspirasyonlarında meme kanserine ilişkin tümor belirleyicilerini saptamak için araştırmalar yapılmaktadır.

 

Meme Kanserinin Tanısında Genetik Testler

Memedeki normal hücreler kansere dönüşürken farklı gen veya gen grupları tarafından kontrol edilen pek çok değişiklik meydana gelir. Meme dokusunda hücrelerin büyümesini kontrol eden, kadınların kromozomlarında anahtar bölge olan BRCA1 ve  BRCA2 genleri araştırmacılar tarafından kesin olarak belirlenmiştir. Meme hücrelerinin normal gelişimi için temel olan bu gendeki değişiklikler (mutasyonlar) kadınlara kalıtsal geçmekte ve muhtemelen meme kanseri açısından riski önemli derecede artırmaktadır. Son zamanlarda BRCA1 ve BRCA2’de  genetik değişikliklerin belirlenmesi ile genetik testlerin önemi giderek artmıştır.

 

Araştırmacılar BRCA1 ve BRCA2 genlerinde meydana gelen değişikliklerin tüm meme kanseri vakalarının yaklaşık %5-10’undan ve 30 yaşının altında olan kadınlarda meydana gelen vakaların yaklaşık %25’inden sorumlu olduğunu savunmaktadır.  Kalıtsal   değişikliklerden  dolayı erken  yaşta meme kanseri gelişme riski olan bazı ailelerin bireylerinde BRCA1 mutasyon testi yapılmaktadır. Testin sonuçlarına göre kadınları bilgilendirmek amacıyla testten önce ve sonra özel danışmanlık programı uygulanmaktadır. Araştırmacılar bu  tür   genetik testlerle yüksek riskli ailelerde bir  gün   meme kanserinin geciktirilmesinin veya önlenmesinin mümkün olacağını düşünmektedir.  Pozitif sonuçlar hastayı yakın takibe almamızı sağlarken, negatif sonuçlar yüksek riskli ailelerde yer alan bu grup kadınların rahatlamasını sağlamaktadır. Araştırmacılar meme dokusundaki büyümeyi kontrol eden genlerde ve vücuttaki diğer genlerde meydana gelen değişiklikleri gösteren testlerin uygun kullanımını sağlamak için pek çok çalışmanın yapılması gerektiğine inanmaktadır. BRCA1 ve BRCA2’ye ek olarak bu genlerin kontrol ettiği başka gen ve proteinler de meme kanserinde rol alabilir, bu nedenle özel gen değişikliklerine ilişkin risk hakkında daha pek çok bilgiye ihtiyaç vardır. Genetik danışmanlıkla birlikte araştırma laboratuarlarında önerilen yeni genetik testlerin geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından desteklenmektedir. Test sonuçları tam olarak anlaşılmalıdır. Test sonuçlarının tam olarak anlaşılması için ise danışmanlık önemlidir.

 

MEMEDEKİ KİTLELER VE DİĞER DEĞİŞİKLİKLER

Yaşamı boyunca kadın memeye ilişkin pek çok durumla karşı karşıya kalabilir. Bunların bazen iyi huylu kitle veya  adet sırasında meydana gelen normal  bir değişiklik de olabilir. Genelde kanseröz olmayabilir. Hatta biyopsi yapılan meme kitlelerinin yaklaşık %80’inin iyi huylu olduğu belirlenmiştir.

 

 

Memede süt üretim sistemi lob, lobül ve yuvarlaklardan oluşur, hepsi duktus olarak adlandırılan ince kanallarla bağlanır. Her bir meme 20-40  lobulustan oluşmuş lob adı verilen 15-20 bölümden meydana gelmiştir.Lobuluslar de, süt üreten bir düzine asinustan (minik yuvarlaklar) oluşmuştur. Lob, lobulus ve asinusların hepsi  ductus adı verilen kanallarla birleşir. Bu kanallar areola olarak adlandırılan ve memenin ortasında yer alan koyu renkli bölgede bulunan meme  ucuna  ulaşır.  Lobulusler  ve  duktuslar  arasında  yer alan boşluklar arasında yağ bulunur. Memede kas yoktur,    kaslar her iki memenin altında olup kaburgaları örtmektedir. Normal değişiklikler bile bazen özellikle zayıf ve memeleri küçük olan kadınlarda kitle olarak hissedilebilir.

Buna ek olarak, adet esnasında memelerde değişiklikler meydana gelebilir. Pek çok doktor kadınların 30 yaşına bastığında memelerinde bazı değişikliklerin meydana geldiğine inanmaktadır. Sonunda, yaklaşık tüm kadınların yarısı kitle, ağrı, veya meme ucu akıntısı gibi şikayetler ifade etmektedir. Genellikle bu tür belirtiler menopozla birlikte yok olmaktadır.

 

Bazı çalışmalar hiç doğum yapmamış, düzensiz adet gören veya ailesinde meme kanseri olan kadınlarda iyi huylu meme değişikliklerinin gelişme olasılığının yüksek olduğunu göstermiştir. Doğum kontrol hapı kullanan ve kilolu olan kadınlarda ise iyi huylu meme değişiklikleri daha az görülmektedir. İyi huylu meme değişiklikleri memelerin glandular dokusunda meydana geldiğinden glandular doku daha fazla olan üreme çağındaki kadınlarda daha sık görülen bir sorundur.

 

İyi Huylu Meme Değişiklikleri

Sık görülen iyi huylu meme değişiklikleri birkaç geniş gruba ayrılmaktadır. Bunlar yaygın meme değişiklikleri, sert kitleler, meme ucu akıntısı ve enfeksiyon ve/veya iltihaptır.

 

Genel Meme Değişiklikleri

Genel meme değişiklikleri  fibrokistik hastalık ve iyi huylu meme hastalığı gibi birkaç isimle bilinir. Bazen “kötü” ve “glandular” olarak adlandırılan bu tür kitleler genellikle areolanın etrafında ve memenin dış üst kadranında hissedilebilir. Bu tür kitleler kadın orta yaşa yaklaştığında memedeki glandular doku yumuşak ve yağlı dokular ile yer değiştirdiğinde belirginleşir. Hormon replasman tedavisi alınmadıkça bu tür kitleler genellikle menopozdan sonra meydana gelir.

 

Adet esnasında kistik meme değişiklikleri meydana gelebilir. Pek çok kadın adetten önce ve bazen de sırasında şişlik, hassasiyet ve ağrı ifade edebilir. Aynı zamanda meme dokusunda aşırı sıvı birikimine bağlı bir veya daha fazla kitle tespit edilebilir. Bu kitleler genellikle adet döneminden sonra kaybolur.

 

Hamilelik sırasında, süt bezleri şişmekte ve bu nedenle memelerde daha çok kitle ele gelebilir. Çok sık olmamasına rağmen meme kanseri hamilelik sırasında tespit edilebilir.  Bu dönemde memelerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda hekiminizle görüşmelisiniz.

  

Sert Kitleler

Bazı sert kitleler iyi huylu olabilir. Belli bir süre içinde oluşan  bu tür  kitleler büyük veya küçük, yumuşak veya sert, su dolu veya katı olabilir.

 

Kistler su dolu keseciklerdir. Genellikle 35-50 yaşlarında görülür ve adetten önce büyür, hassas ve ağrılı hale gelir. Genellikle her iki memede meydana gelir. Bazı kistler hissedilemeyecek kadar küçük iken nadiren de olsa bazıları birkaç cm çapına ulaşır. Kistler genellikle gözlem altında tutulur veya ince iğne aspirasyonu ile tedavi edilir. Ultrason ile çok iyi belirlenir.

 

Hem yapısal (fibro) hem de glandular (adenoma) dokularda meydana gelen fibroadenomlar sert ve yuvarlak olup iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörler genellikle ağrılıdır ve kadının kendisi tarafından saptanır. Yumuşak ve kolayca hareket ettirilebilir tümörlerdir. Fibroadenomlar geç ergenlikte ve 20 yaşlarında kadınlarda en sık görülen tümör tipleridir.

 

Mammografide genellikle iyi huylu tümörler gibi görünmektedir (sınırları açıkça belli olan düzgün, yuvarlak kitleler) ve bazen iğne aspirasyonu ile teşhis edilebilir. Fibroadenomlar kötü huylu olmamalarına rağmen hamilelik ve emzirme ile büyüyebilir. Çoğu cerrah fibroadenomların iyi huylu  olduklarından  emin  olmak  için  onların  alınmasının en iyi yol olduğunu düşünür.

 

Yağ nekrozu hasar görmüş ve parçalanmış yağ dokularından meydana gelen ağrılı, yuvarlak ve sert kitlelere verilen addır. Bu tür değişiklikler genellikle çok büyük memeleri olan şişman kadınlarda meydana gelir. Bir travma söz konusu olmadan da memenin ezilmesi sonucu oluşabilir.  Bazen kitlenin etrafındaki dokular kızarmış veya çürümüş olabilir. Yağ nekrozu kolaylıkla kanserle karıştırılabilir bu nedenle kitleler cerrahi biyopsi ile çıkarılır.

 

Sklerozan adenozis meme lobullerinde dokunun hızlı büyümesi ile gelişen iyi huylu bir değişikliktir. Genellikle ağrılıdır. Değişiklikler genellikle mikroskopiktir, fakat adenoz kitle oluşturabilir ve mammografide sıklıkla kalsifikasyon olarak görülebilir. Biyopsi olmadan adenozu kanserden ayırt etmek zordur. Genel yaklaşım hem tanıyı hem de tedaviyi sağlayan cerrahi biyopsidir.

 

Meme Ucunda Akıntı

Meme ucu akıntısı bazı iyi huylu meme değişiklikleri ile birliktedir. Meme bir bez olduğundan yetişkin bir kadının meme ucundan akıntı olması doğaldır ve hatta hastalık belirtisi olması gerekmez. Örneğin, doğum kontrol hapı  veya  sakinleştirici  gibi  bazı ilaçlar kullanan kadınlarda sıklıkla az miktarda akıntı meydana gelebilir. Eğer hastalığa bağlı bir akıntı ise, hastalık kötü huylu olmaktan çok genellikle iyi huyludur.

 

Meme ucundaki akıntı farklı renk ve tipte olabilir. Süt akıntısı tiroid bezinin çalışma yetersizliği, doğum kontrol hapı kullanımı veya  başka bir ilaç kullanımı gibi pek çok nedene bağlanabilir. Memesinde yaygın kitle olan kadınların meme ucundan kahverengi veya yeşil renkte olan yapışkan bir akıntı gelebilir.

 

Hekim akıntıdan örnek alıp analiz için laboratuara gönderebilir. Yoğun akıntılar esas olarak meme ucu temiz tutularak tedavi edilir. Enfeksiyona bağlı akıntılarda antibiyotik kullanımı gerekebilir.

 

Kanlı veya yapışkan akıntıya yol açan en sık neden meme ucunun yakınındaki meme kanallarına yerleşen küçük, siğile benzeyen bir oluşum olan intraduktal papilomdur. Meme ucuna isabet eden hafif darbeler papilomun kanamasına neden olabilir. Tek (sert) intraduktal papilomlar genellikle menopoza yakın olan kadınları etkilemektedir. Akıntı rahatsız etmeye başlayınca etkilenmiş olan kanal cerrahi olarak memenin görünümünü bozmayacak şekilde alınır. Buna karşılık genç kadınlarda multiple (çok sayıda) intraduktal papilomanın görülme sıklığı fazladır. Genellikle her iki memede ortaya çıkarlar.

 

Enfeksiyon ve /veya Enflamasyonlar

Mastit ve meme kanalı ektazisini içeren enfeksiyon ve/veya enflamasyonlar bazı iyi huylu meme değişikliklerinin temel özelliğidir.

Mastit (bazen doğum sonrası mastit olarak adlandırılır) genellikle emzirme döneminde olan kadınlarda görülen bir enfeksiyondur. Süt kanallarında meydana gelen tıkanıklık kanallarda sütün birikmesine neden olarak  enflamasyon ve bakteryel enfeksiyonlar için uygun bir zemin sağlar. Meme kızarmış, sıcak ve hassastır. Mastit erken dönemde antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Cerahat varlığında ise cerahat cerrahi olarak boşaltılmalıdır.

         Meme kanalı ektazisi menopoza yaklaşan kadınlarda görülen bir hastalıktır. Meme ucunun altında bulunan kanallar enfekte olur ve tıkanabilir. Meme kanalı ektazisi ağrılıdır ve griden yeşile kadar değişen yoğun, yapışkan akıntıya neden olur. Sıcak uygulama yapılır, antibiyotik tedavisi uygulanır ve gerekirse kanal, cerrahi girişimle alınır.

 

~Dikkat: Eğer memenizde herhangi bir kitle veya başka herhangi bir değişiklik saptarsanız,

 bu kitapçığı kullanarak kendi kendinize tanı koymaya çalışmayınız. Hekim değerlendirmesinin yerini alacak başka bir şey yoktur ~

 

İyi Huylu Meme Değişiklikleri ve Meme Kanseri Riski

Çoğu iyi huylu meme değişiklikleri kadınlarda kanser olma riskini artırmamaktadır. Son dönemde yapılan çalışmalar, aşırı hücre büyümesi olan hiperplazi gibi mikroskopik değişikliklerin sadece bazı çok özel tiplerinin kadınlarda meme kanseri olma riskini artırdığını göstermiştir. İyi huylu meme değişikliklerin yaklaşık %70'inde hiperplazi olmadığı belirlenmiştir. Bu kadınlarda meme kanseri riski artmadığı saptanmıştır. İyi huylu değişikliklerin yaklaşık %25'inde intraduktal papilom ve sklerozan adenoz gibi hiperplazi bulgularının varlığı belirlenmiştir. Hiperplazi meme kanseri gelişme riskini hafif derecede artırmaktadır. İyi huylu değişikliklerinin geriye kalan %5'inde ise hem aşırı hücre büyümesi (hiperplazi) hem de anormal hücre gelişimi (atipik) olduğu belirlenmiştir. Atipik hiperplazinin varlığı da meme kanseri gelişme riskini hafif derecede artırmaktadır.

 

Kitle Saptarsanız

Bir memenizde kitle varlığını belirlediyseniz diğer memenizi de benzer kitle açısından kontrol etmelisiniz. Eğer diğer memede de kitle elinize geliyorsa bu değişiklik  normaldir.  Buna rağmen gelecek muayene sırasında bu değişikliği hekiminize bildirmelisiniz.

 

Fakat kitle yeni ve adetten sonra kaybolmuyorsa mutlaka hekiminizle görüşmelisiniz. Meme ucunda akıntı, çukurlaşma veya çekilme gibi cild değişikliklerini hekiminize bildirmelisiniz.

 

Korkunun sizi geciktirmesine izin vermemelisiniz. Memenizde bir kitle bulduktan sonra korkmanız doğaldır. Ama unutmayın memedeki tüm kitlelerin beşte dördü kanser değildir. Herhangi bir problemin tanısı ne kadar erken konulur ise o kadar erken tedavi edilebilir.

 

Klinik Değerlendirme

Memedeki kitleyi nasıl tespit ettiğiniz önemli değildir, hekim sorunu değerlendirmeye yönelik farklı soruları cevaplamanızı isteyebilir: Şikayetleriniz ne ve ne zamandan beri var? Yaşınız? Adetiniz, genel sağlınız nasıl? Hamile misiniz? Herhangi bir ilaç kullanıyor musunuz? Kaç tane çocuğunuz var? İyi huylu meme değişiklikleri olan veya meme kanseri tanısı konan yakınlarınız var mı? Sizde önceden iyi huylu meme değişikliği saptandı mı? Takibinde hekim memelerinizi dikkatli bir şekilde muayene ederek memedeki değişiklikler hakkında  daha fazla bilgi edinmek için tarama amaçlı mammografi isteyebilir. Var ise, önceden çekilmiş mammografinizi yenisi ile karşılaştırmak için isteyebilir.  Kitle kiste benziyor ise ultrasonografi yaptırmanızı isteyebilir.

 

Bazı hekimler kist şüpheli ise doğrudan aspirasyon yapar. Çok ince bir iğne ve enjektör kullanılarak yapılan bu işlem sadece birkaç saniye sürer ve muayene odasında yapılır. Bu işlem rahatsız edici bir işlem değildir.

 

Hekim kitleyi sabitleştirip iğne ile girerek bir miktar sıvı çekmeye çalışır. Eğer kitle gerçekten kist ise, sıvıyı çekmek kistin sönmesine ve kitlenin kaybolmasına neden olacaktır. Bir veya iki hafta içinde kist tekrar oluşmaz ise başka bir tedaviye gerek yoktur. Kist tekrar oluşursa tekrar boşaltmalıdır.

 

Kitle sert ise bazı testlerin yapılması için iğne ile çekilen hücreler laboratuara gönderilebilir. (Kistler nadiren kanserle ilişkilidir bu nedenle kistten çekilen sıvı, örnekte kan bulunmadıkça  veya birey 65 yaşının üstünde olmadıkça test edilmez).

 

Biyopsi

Memedeki kitlenin veya mammografideki değişikliklerin kanseroz olup olmadığını belirlemenin en iyi yolu biyopsi yaptırmaktır – cerrah veya başka bir sağlık uzmanı tarafından alınan doku örneğinin patoloji uzmanı (patolog) tarafından mikroskop altında incelenme işlemidir. Patolog hastalıklara  özgü doku değişikliklerini değerlendiren bir hekimdir. Biyopsi için doku örneği ya cerrahi olarak yada iğne ile alınabilir. Hekimin biyopsi seçeneği kadının genel sağlığının yanısıra kitlenin yapı ve yerleşimine bağlıdır.

 

Cerrahi biyopsi hem eksizyonel hem de insizyonel olabilir. Eksizyonel biyopsi sırasında kitle veya şüpheli bölge tam olarak çıkartılır. Eksizyonel biyopsi genellikle 2,5 cm'den küçük kitleler için standart bir işlemdir ve kitleyi çıkartıp çevredeki dokuları birleştiren ve cerrahi bir işlem olan Lumpektomi'ye benzer. Erken meme kanserinde temel tedavi olan lumpektomi genellikle radyoterapi ile birlikte kullanılır.

 

Eksizyonel biyopsi genellikle poliklinikte yapılır Memeye lokal anestezi yapılır. Bazen işlemden önce yatıştırıcı verilir. Hekim memeyi sınırları boyunca kesip bir miktar normal doku ile birlikte kitleyi çıkartır. İşlem genellikle 1 saatten az sürer. İşlemden 1-2 saat sonra, aynı gün içinde hasta eve döner.

 

İnsizyonel biyopsi sırasında tümörün sadece bir bölümü alınır. Genellikle büyük tümörlerde gözlem amacıyla kullanılır. Lokal anestezi altında yapılır ve aynı gün eve dönülebilir. Cerrahi biyopsiye bağlı memelerin şeklinin  değişip  değişmeyeceği  kitlenin büyüklüğüne ve kitlenin memedeki yerleşimine bağlıdır. Biyopsi sonuçları hakkında hekimle konuşulması gerekir.

 

İğne biyopsileri ya çok ince bir iğne ile veya dokuda yer alan kitlesel oluşumları çıkartmaya yarayan kesici bir iğne ile gerçekleştirilir.

bullet

İnce iğne aspirasyonunda   kistteki sıvıdan veya  kitleden bir miktar doku örneği almak için çok ince bir iğne ve enjektör kullanılır. Sert kitlelerde ince iğne aspirasyonunu yapmak özel bir beceri ister.

bullet

Core iğne biyopsisi  özel kesici ucu olan büyük bir iğnedir. Dokuda küçük bir insizyon yapılarak lokal anestezi altında uygulanır ve bir miktar doku örneği alınır. Bu işlem çok sert veya küçük kitlelerde uygulanmaz. Core iğne biyopsisi biraz morarmaya neden olabilir fakat nadiren iz bırakır ve işlem birkaç dakika sürer.

 

Lokalizasyon biyopsisi (aynı zamanda iğne lokalizasyonu olarak da bilinir) mammografide görülen ve elle hissedilmeyen (nonpalpable anormallikler) meme değişikliklerinin yerini belirlemek için yapılan bir işlemdir. Lokalizasyon; cerrahi biyopsi, ince iğne aspirasyonu veya core iğne aspirasyonu ile birlikte gerçekleştirilir.

Ameliyattan hemen önce yapılan cerrahi biyopsi sırasında radyoloji uzmanı mammografi (veya ultrasonografi) ile değişikliğin yerini belirler. Mammografiyi kılavuz olarak kullanan  radyolog ince iğneyi genellikle mikrokalsifikasyonun bulunduğu şüpheli bölgeye uygular. İğne gaz bezi ile tespit edildikten sonra iğnenin istenilen bölgede olduğunu belirlemek için ikinci bir mammografi çekilir. Daha sonra cerrah iğnenin bulunduğu bölgeyi tespit edip çıkartır. İğne ne kadar iyi uygulanır ise bölgeden o kadar az doku çıkartılır. Bazen cerrah işlem sırasında kitleyi hissedebilir. Diğer yandan, özellikle mammografide sadece mikrokalsifikasyonlar görüldüğünde ise değişiklik ne görülebilir ne de hissedilir.

 

Stereotactic localization biyopsi elle hissedilmeyen kitlelerin iğne biyopsisinde kılavuz olarak üç boyutlu röntgene dayanan yeni bir yaklaşımdır. Hasta memenin sabitleşmesini sağlayan yuvaya sahip muayene masasının üstüne yüz üstü yatar; röntgen makinesi ve iğne alta yerleştirilir.  Alternatif olarak özelleşmiş stereotactic araçlar standart mammografi makinesine de yerleştirilebilir.

 

Memenin röntgeni iki farklı yönden çekilir ve bilgisayar ile şüpheli alanların yeri tam olarak belirlenir (memenin çok küçük bir bölümü radyasyona maruz kaldığından uygulanan doz standart mammografiye benzer). Bölge tam olarak belirlendiğinde radyoloji uzmanı biyopsi iğnesini lezyona yakınlaştırır.

 

Doku Çalışmaları

İğne veya cerrahi biyopsi ile alınan hücre veya dokular (çekildi ise röntgen filmi ile birlikte) vakit geçirmeden patoloji laboratuarına gönderilir. Gönderilen örnek yeterince büyük ise patoloji uzmanı ön inceleme yapmak için doku örneğinden küçük bir parça alır. Bu örnekle mümkünse ön tanı konur ve cerrah eve gitmeden belki size sonucu açıklayabilir. Bununla birlikte bu sonuç %100 doğru olmayabilir. Kesin sonuç birkaç gün içinde kapsamlı değerlendirme yapıldıktan sonra belli olur.

 

Patoloji uzmanı hücrelerde meme kanserini gösteren değişiklikleri değerlendirir. Patoloji uzmanı anormal hücrelerin ve alışılmamış oluşumların şeklini değerlendirir. Pek çok vakada tanı kesindir. Bununla birlikte iyi huylu ve kötü huylu oluşumlar arasında farkı anlamak zor olabilir ve hatta uzmanlar aynı fikirde olmayabilir. Şüphe var ise patoloji uzmanları yazılı olarak başka meslektaşlarına danışır. Biyopsi sonucunuzda şüpheli bir durum olduğunda değerlendirme pek çok uzman tarafından tekrarlanır.

 

Biyopsi Kararı

Tüm kitlelerde veya mammografik değişikliklerde biyopsi yapılması şart değildir. Örneğin, düzgün ve sınırları açıkça belli olan mammografik kitlelerin çoğu iyi huyludur. Biyopsi kararı vermeden önce hekim geçmişten bugüne fiziksel muayene sonuçlarını, mammografi bulgularını ve tıbbi hikayenizi değerlendirir.

 

~ Bazı farklı ve dirençli kitlelerde hekim biyopsiyi genellikle tedbir olarak uygular ~

 

Nadir olmakla birlikte, kanseroz kitleler iyi huylu kitlelerin yanında oluşarak mammografide gizlenebilirler. Geçmişte iyi huylu bir kitleyi aldırmanız yeni kitlelerin de iyi huylu olduğunu göstermez.

 

Bazı vakalarda hekim bir iki ay sonra şüpheli bölgeleri tekrar değerlendirmeyi düşünebilir. Pek çok kitle normal hormonal değişikliklere bağlı olarak meydana geldiğinden bekleme süresi ek bilgi sağlayabilir. Buna benzer, iyi huylu değişikliklerin tüm bulgularını gösteren mammografiyi takiben birkaç ay içinde tekrar başka bir mammografi istenebilir.

 

Eğer beklemek sizi rahatsız ediyorsa bunu hekime ifade etmelisiniz. Başka bir meme uzmanına veya cerraha danışabilirsiniz.

 

Biyopsi: İlk Adım Mı Yoksa İkinci Mi?

Birkaç yıl öncesine kadar meme ameliyatı olan tüm kadınlar tek aşamalı işlem'den geçiyorlardı. Ameliyat sırasında yapılan cerrahi biyopsiyi takiben kanser tanısı konursa cerrah hızlı bir şekilde mastektomi yapıp ameliyatı sonlandırırdı. Ameliyattan önce kadın kanser olup olmadığını ve ameliyat sırasında memenin alınıp alınmayacağını bilmiyordu.

 

Son dönemde farklı biyopsi seçeneklerinin kullanımının artması ile farklı tedavi yaklaşımlarının kullanımı da arttı. Artık biyopsi sonucunu takiben tedavi seçimi birkaç gün veya hafta içinde yapılabilmektedir. Bunun gibi iki aşamalı işlemler hasta için yıpratıcı olmayıp şu yararları sağlamaktadır: doku örneğinin kapsamlı olarak incelenmesini sağlar, sonuçta kanser tanısı konur ise kadının tanıya adapte olması için zaman sağlar. Kadın tedavi seçenekleri hakkında karar verebilir ve başkalarına da danışabilir.

 

Bazı kadınlar yine de tek aşamalı işlemi tercih etmektedir. Tek aşamalı işlemler  daha az fiziksel ve psikolojik strese neden olur.

 

Her birey hekim ve ailesine danışmalı, seçenekleri değerlendirmeli ve kendisine hangi seçeneğin uygun olduğuna karar vermelidir. Kadınların kendi başına karar alması vücudu ve yaşamı üstünde olan kontrol duygusunu artırır.

 

MEME KANSERİNİ ÖNLEME ÇALIŞMALARI

Meme kanserinin gelişme riskini artıran pek çok etken (yaş ve genetik yatkınlık hariç) sizin kontrolünüz altındadır. Meme kanserinin önlenmesine yönelik planlanan çalışmalarda koruyucu olarak  meme kanseri tanısı konmuş kadınların tedavisinde de yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan tamoksifen kullanılmaktadır. Beş yıl boyunca kullanıldığında tamoksifenin, meme kanseri tanısı konmuş kadınların diğer memesinde yeni bir kanserin gelişmesini engellediği açıkça belirlenmiştir. Bu nedenle 60 yaş ve üstünde olan veya 30-59 yaşları arasında olup çok sayıda risk faktörüne sahip ve meme kanseri açısından risk altında olan sağlıklı kadınlarda koruyucu tedavi olarak tamoksifen kullanılmaktadır.

 

İtalya'da yapılan bazı çalışmalarda kanser beslenme alışkanlığı değiştirilerek önlenmeye çalışılmış (chemoprevention), bu çalışmalarda meme kanseri tanısı ile tedavi gören kadınlar kanserin diğer memeye yayılmasını engellemek umuduyla vitamin A'nın sentetik şekli olan 4-HPR'yi kullanmıştır. Başka bir çalışmada ise C ve E vitaminlerinin koruyuculuk gücü araştırılmıştır.

  

Meme kanserinin önlenmesinde daha etkili bir yaklaşım cerrahi olarak her iki memenin alınmasıdır.  Profilaktik mastektomi olarak bilinen bu işlem bazen meme kanseri açısından yüksek risk altında olan kadınlar tarafından tercih edilir (örneğin BRCA1 veya BRCA2'de genetik değişiklikleri olanlar, annesinde ve bir/iki kız kardeşinde premenopozal meme kanseri hikayesi olanlar ve atipik hiperplazi hikayesi olanlar). Kadının yaşadığı huzursuzluk yaşam kalitesini zedeleyecek düzeyde ise bu işlemi seçmesi tavsiye edilmez. Profilaktik mastektomi uygulanan vakaların çoğunda  kanser bulgusuna rastlanabilir. Total mastektomiyi takiben bir miktar meme dokusu kaldığından kadınlara kanser olmayacağı güvencesi verilmez. Yüksek riskli kadınlar için tercih edilen yaklaşım yılda bir veya iki kez klinik meme muayenesi ve mammografi ile dikkatli bir izlemdir.

 

Sonucunda rekonstruktif (yeniden yapılandırıcı) cerahi yapılsın veya yapılmasın profilaktik mastektomi için tercihen bir meme uzmanına danışmalısınız. Acele karar almamalısınız. Birkaç ay düşünmeli ve kararınızı tekrar tekrar  gözden geçirmelisiniz.

Meme kanseri açısından yüksek risk altında iseniz genetik uzmanına da danışabilirsiniz.

 

Gerekli Adımlar

 

Meme kanseri açısından yüksek veya ortalama risk altında iseniz atmanız gereken birkaç adım var:

 

bullet

Erken tanı uygulamalarına başlamalısınız. Ne zaman düzenli olarak mammografi yaptırmaya başlamanız hakkında hekimle konuşmalısınız. Hekim veya hemşireye düzenli meme muayenesi yaptırmalısınız.

 

bullet

Bireysel olarak hekiminize danışmalı ve hormon içeren ilaçların kullanımı konusunda dikkatli olmalısınız. Mümkün olduğunca yeni araştırma sonuçları hakkında bilgilenmelisiniz.

 

bullet

Egzersiz yapmalı ve dengeli beslenmelisiniz. Yağ ve alkol alımını  da kısıtlamalısınız.

 

  

HEKİME SORMANIZ GEREKEN SORULAR

Umarız bu kitapçık meme değişiklikleri ve meme kanserinin erken tanısı hakkında pek çok sorunuzu yanıtlamıştır. Bununla birlikte hekiminizle konuşmanın yerini alacak herhangi bir kitapçık yoktur. Hekiminize soru sormalısınız. Eğer cevabını anlamadıysanız, tekrar açıklama yapmasını istemelisiniz.

 

Hastalar zamanla akıllarına gelen tüm soruları yazmayı yararlı bulmuşlardır. Aşağıda en sık sorulan soruların bir listesi vardır. Sizin başka tür sorularınız olabilir. Bunları not edip hekimle olan bir sonraki görüşmede sormalısınız.

bullet

Sizinle hangi sıklıkta görüşmeliyim?

bullet

Hangi kitlenin anormal olduğunu nasıl anlayacağım?

bullet

Benim kitlem nasıl bir kitle?

bullet

Mammografi yaptırmalı mıyım? Ne zaman? Hangi sıklıkta? Hayır ise, neden?

bullet

Genel önerileriniz dışında geçmişimde mammografiyi daha sık yaptırmamı gerektirecek bir durum var mı?

bullet

Mammografiyi nerede yaptırmalıyım?

bullet

Mammografi sonuçlarımı gördünüz mü? Rapor neyi göstermektedir?

 

 

 

SÖZLÜK

Abse: Mikroorganizmaların başlattığı enfek-siyonlara karşı savunma olarak meydana gelen cerahat birikimidir.

Areola: Meme ucunun etrafındaki koyu renkli dokudur.

Aspirasyon: İğne ve enjektör kullanarak kistten sıvının ve kitlelerden hücrelerin alınmasıdır.

Atipik hiperplazi: Hem anormal (atipik) olan hem de sayıca artan hücrelerdir. Atipik hiperplazi olarak adlandırılan iyi huylu mikroskopik meme değişiklikleri, kadınlarda meme kanseri gelişme riskini hafif derecede artırmaktadır.

Ortalama risk (meme kanseri için): Hastalıkla ilişkili olduğu bilinen bazı özel etkenlerin olmadığı durumda meme kanseri olma riskini ölçer.

İyi huylu: Kötü huylu olmayan, komşu doku veya vücudun diğer bölümlerine yayılmayan.

İyi huylu meme değişiklikleri: Memede kanseröz olmayan meme değişiklikleri. İyi huylu meme değişiklikleri ağrıya, meme akıntısına ve başka problemlere neden olabilir.

Biyopsi: Tanı amacıyla mikroskop altında incelemek için bir miktar doku ve hücrelerin alınma işlemidir.

BRCA1 ve BRCA2 genleri: Değiştiklerinde meme kanserine yatkınlığı göstermektedir. Genetik olarak geçen meme kanseri vakalarının %80-90'ında bu genler değişmiştir.

Meme yoğunluğu: Genç kadınlarda fazla olan glandular doku mammografi ile meme kanseri tanısının konmasını engelleyen.

Meme implantları: Mastektomiyi takiben yeni memenin oluşturulmasında kullanılan silikon jel veya serum fizyolojik ile doldurulmuş silikon keselerdir.

Kalsifikasyonlar: Mammografide de görülen, dokudaki küçük kalsiyum birikintileridir.

Kanser: Kontrolsüz anormal hücre çoğalması ile karakterize 100’den fazla hastalığa verilen genel addır. Kanser hücreleri sağlıklı dokuyu istila edip tahrip eder ve kan ve lenf yolu ile vücudun diğer bölümlerine yayılabilir.

Karsinoma: Organları, bezleri ve diğer vücut yapılarını örten dokularda (epitel dokusu) başlayan kanserdir. Çoğu kanser karsinomadır.

Karsinoma in situ: Oluştuğu hücreye yerleşen ve etraftaki dokulara yayılmayan kanserdir.

Chemoprevention: Kanser gelişme riski yüksek olan bireylerde kanserin oluşmasını veya kanser tedavisi gören bireylerde kanserin tekrarlanmasını önlemek amacıyla ilaç veya vitaminlerin kullanılmasıdır.

Kromozom: Genleri içeren hücrenin çekirdeğinde bulunan yapılardır.

Klinik meme muayenesi:  İlk önce bir memede daha sonra da diğerinde  meme ve koltuk altının hekim tarafından değerlendirilmesidir.

Bilgisayarlı tomografi (BT): Vücuttaki bölgelerin enine-kesit görüntülerinden oluşan ve pek çok röntgen görüntüsünden elde edilen bilgiyi organize etmek için bilgisayarı kullanan bir görüntüleme tekniğidir.

Bilgisayar destekli tanı: Mammografi’yi ve şüpheli görünen alanları değerlendirmek için özel bir bilgisayar programının kullanımıdır.

Core iğne biyopsisi: Mikroskopik değerlendirme için bir miktar doku almak amacıyla küçük kesici bir iğne kullanılır.

Adet dönemindeki meme değişiklikleri: Adet döneminde hormonların düzeyinde meydana gelen değişime cevap olarak ortaya çıkan normal doku değişiklikleridir. Peryodik meme değişiklikleri memelerde şişlik, hassasiyet ve ağrıya neden olur.

Kist: İçi su dolu keseciklerdir. Meme kistleri iyi huyludur.

Tanı amaçlı mammografi: Kitle gibi hastalığın belirtisi olan veya tarama amaçlı mammografide anormallik saptanan kadınların memesini değerlendirmek için meme grafisinin kullanımıdır.

Dijital mammografi: Anlaşılması zor ama önemli olan değişiklikler hakkında bilgi edinmemizi sağlayan röntgen görüntülerinin bilgisayara kayıt edilme tekniğidir.

Kanallar (ducts): Vücut sıvılarını taşıyan kanallardır. Meme kanalları meme lobundan meme ucuna doğru süt taşır.

Duktal karsinoma in situ: Meme dokusunda sadece kanallara yerleşen kanserdir.

Eksiziyonel biyopsi: Genellikle sağlıklı dokuların sınırları boyunca dokudaki anormal bölümün mikroskopik değerlendirme için cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Eksiziyonel biyopsi ile memeden kitle tam olarak çıkartılır.

Yanlış negatif (mammografi): Hastalık var iken meme grafisi ile meme kanseri tanısının konamaması.

Yanlış pozitif (mammografi): Hastalık yok iken meme grafisi ile meme kanseri tanısının konması.

Yağ nekrozu: Memeye gelen bir travmaya cevap olarak oluşan yağ dokusunun kitlesidir.

Fibroadenom: Hem yapısal (fibro) hem de glandular (adenom) dokulardan meydana gelen iyi huylu tümörlerdir.

Fibrokistik hastalık: Genel meme değişikliklerine bakınız.

İnce iğne aspirasyonu: Kistten sıvı çekmek veya sert kitlelerden hücre örneği almak için ince uçlu iğneler kullanılarak yapılan aspirasyondur.

Genel meme değişiklikleri: Memedeki düzensizlik ve kitlelerdir. Bunlar “fibrokistik hastalık” veya “iyi huylu meme hastalığı” olarak adlandırılır.

Gen: DNA molekülünün bir parçasıdır ve kalıtımın temel biyolojik ünitesidir.

Genetik değişiklik: Gen davranışlarını bozan ve bazen de hastalığa neden olan DNA segmentindeki değişikliklerdir.

Yüksek risk (meme kanseri için): hastalıkla ilgili etkenlerin varlığı bilindiğinde meme kanseri olma riskini ölçer.

Hormon replasman tedavisi: Hormon içeren ilaçlar menopoza bağlı semptomları dengelemek için kullanılır.

Hormon: belli organ ve dokuları etkileyen ve vücudun farklı bezleri tarafından salgılanan kimyasal maddelerdir.

Hiperplazi:  Hücrelerin aşırı büyümesidir. İyi huylu meme değişikliklerinin birkaç tipinde hiperplazi olabilir.

İnsiziyonel biyopsi: Mikroskop altında incelemek için cerrahi olarak  anormal dokudan bir parça alınmasıdır.

İnfeksiyon: Bakteri ve virüs gibi mikroorganizmalar tarafından vücut dokularının istilasıdır.

İnfiltre kanser: Komşu organlara, koltuk altı lenf bezlerine veya vücudun diğer bölümlerine yayılmış olan kanserdir (invazif kanserlerle aynı)

İnflamasyon: Vücudun hasara karşı koruyucu cevabıdır. Inflamasyon sıcaklık, kızarıklık, şişlik, ağrı ve fonksiyon kaybı ile belirlenebilir.

İntraduktal papilom: Meme kanallarına yerleşen siğile benzeyen küçük bir oluşumdur.

İnvaziv kanser: Komşu organlara, koltuk altı lenf bezlerine veya vücudun diğer bölümlerine yayılmış olan kanserdir (infiltre kanserlerle aynı)

Lazer ışını ile tarama: Meme kanserinin tanısında halen araştırma aşamasında olan bu yöntemde lazer ışını memeden geçerken özel bir kamera kullanılarak resimler çekilir.

Lob, lobulus, asinüs: Memenin süt üreten dokularıdır. Her bir meme 15-20 lobdan her bir lob 20-40 lobulustan ve bunların her biri de 10-100 arasında asinüsten oluşur. Asinüslarda meydana gelen süt, kanallar ile meme ucuna taşınır.

Lokalizasyon biyopsisi: Sadece mammografi ile saptanan anormal dokuları tespit etmek için kullanılır.

Lumpektomi: Ameliyatla sadece kanserli meme kitlesinin çıkartılmasıdır, genellikle ardından radyoterapi uygulanır.

Lenf sistemi: Enfeksiyon ve hastalıklarla mücadele eden hücreleri üreten, depolayan ve taşıyan doku ve organlardır.

Makrokalsifikasyonlar: Kaba kalsiyum birikintileridir. Genellikle yaşlanmaya, eski travmalara, veya enflamasyonlara bağlı ortaya çıkar ve iyi huylu değişikliklerle ilişkilidir.

Magnetik rezonans görüntüleme (MRI): Vücut bölümlerinin kapsamlı görüntülerini elde etmek için bilgisayara bağlanmış güçlü bir mıknatısın kullanıldığı bir tekniktir.

Kötü huyluluk: Kanser olma durumudur. Kötü huylu tümörler çevredeki dokuları istila edebilir ve vücudun diğer bölümlerine yayılabilir.

Meme kanalı ektazisi: İyi huylu meme değişikliğidir. Meme ucunun altında bulunan kanallar genişler ve bazen de enfekte olur.

Mamogram: Memenin filmidir.

Mammografi: Röntgen ışınlarını kullanarak meme dokusunun değerlendirilmesidir.

Mastektomi: Ameliyatla memenin alınmasıdır.

Mastit: Memenin enfeksiyonudur. Genellikle emzirme döneminde görülür.

Menopoz: Kadınlarda adetin kesilmesidir. Menopoz "yaşam değişikliği" olarak da adlandırılır.

Menstuel siklüs (adet): Doğurganlık çağında rahimden kan ve dokuların her ay atılmasıdır.

Mikrokalsifikasyon: Mammografide görülen, memedeki ince kalsiyum birikintileridir. Bazen mikrokalsifikasyonlar meme kanserinin bulgusu olabilir.

Mutasyon: Genlerin sayısal ve yapısal olarak değişimidir.

İğne biyopsisi: Mikroskopik değerlendirme için bir miktar hücre ve dokunun iğne ile alınması işlemidir.

Meme ucu akıntısı: Meme ucundan sıvı gelmesidir.

Ele gelmeyen kitleler: Mammografide görünen fakat elle hissedilemeyen kanserlerdir.

Tek aşamalı işlemler: Biyopsi ve cerrahi tedavi tek aşamada yapılır.

Palpasyon: Parmak uçlarını kullanarak alttaki doku ve organları inceleme işlemidir. Klinik meme muayenesinin en önemli bölümü kitle arama açısından yapılan meme palpasyonudur.

Patolog: Mikroskop altında hücre ve dokuları inceleyerek tanı koyan bir hekimdir.

Pozitron emisyon tomografi (PET): Radyoaktif kaynaklardan yayılan uyarıların insan vücudundaki dağılımını görüntüye dönüştüren bir tekniktir.

Profilaktik mastektomi: Bireyde kanser gelişme riskini azaltmak için kanser varlığı bilinmeyen memenin ameliyatla alınmasıdır.

Rad: Radyasyonu ölçme birimidir.

Radyasyon: Dalgalar veya partikül akıntıları tarafından oluşturulan enerjidir. Radyasyon amacına göre farklı dozlarda kullanılmaktadır. Düşük doz tanı amacıyla yüksek doz tedavi amacıyla kullanılır.

Risk: İnsanın yaşamı ve sağlığı için olumsuz sonuçlanabilen ve genelleştirilemeyen bazı olasılıkların hesaplanmasıdır.

Risk faktörleri: Bireyin kanser riskini artıran durum ve ajanlardır. Risk faktörlerinin kanser yapması şart değildir, onlar belirleyici olabilir.

Sklerozan adenozis: Meme lobullerinde dokunun hızlı büyümesi ile gelişen iyi huylu bir değişikliktir.

Tarama amaçlı mammografi: Semptomsuz bireylerde kanser gibi hastalığın belirtilerini değerlendirmede kullanılan meme grafisidir.

Sonogram: Ultrasonografinin meydana getirdiği görüntüdür.

Stereotaktik lokalizasyon biyopsisi (İşaretleme biyopsisi): Özel olarak saptanan bir bölgeyi tam olarak belirlemek için üç boyutlu röntgeni kullanan bir yaklaşımdır. Elle hissedilmeyen anormalliklerde iğne biyopsisi ile birlikte kullanılır.

Cerrahi biyopsi: Mikroskopik değerlendirme ve tanı için dokuların cerrahi olarak alınmasıdır. Hem eksizyonel hem de insizyonel olabilir.

Tamoksifen: Meme kanserinin tedavisinde kullanılan hormonal bir ilaçtır ve kanseri önlemede de test edilmektedir.

Tümör: Dokunun anormal büyümesidir. İyi huylu veya kötü huylu olabilir.

Tümör belirleyicileri: Hastalığın ilerlemesini gösteren, kanser hücrelerinde bulunan genlerin değişmesi ile meydana gelen proteinlerdir.

İki aşamalı işlemler: Genellikle biyopsi ve tedavinin bir iki hafta arayla iki aşamada yapılmasıdır.

Ultrasonografi: Vücut dokularının görüntüsünü oluşturmak için ses dalgalarının kullanımıdır.

Röntgen ışınları: Radyasyonun yüksek enerji şeklidir. Vücuttan geçerek bir film üzerine vücut yapılarının görüntü-lenmesini sağlar. Meme grafisi mammografi olarak adlandırılır

 

Çeviri: Dr. Gülbeyaz Can İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu İç Hastalıkları Hemşireliği ABD

(Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsünün Yayını No. 97-3536)